19 Ekim 2012 Cuma

Balböcüklerinden Geometrik Şekiller


Geçen sene oğlum birinci sınıftayken bu geometrik şekilleri işlemişlerdi. Ev eşyalarımızdan hangileri bu şekillere benziyor diye örneklendirmeler yapardık. Taekwondo öğretmeninin oğluma vermiş olduğu 2. sınıf test kitabının ilk sayfalarında yine bu şekillere yer verilmiş. Sınıf öğretmenleri rahatsızlandığından dolayı oğlumun halihazırda yapması gereken bir ödevi yokken bu günlük bu kitaptaki test sorularından çözeriz diye oturduk ancak geometrik şekillerle karşılaşınca; "Hep büyük eşyalarla örnekler verdik bir de ele avuca alınır küçüklükte olsunlar bakalım" dedik ve işe koyulduk.

Bize dört yaşındaki kızım da eşlik etti.. 


Malzemeleri hazırladık; renkli karton, makas, yapıştırıcı, cetvel, kalem..

Balböcüklerim istedikleri renkteki kartonları seçtiler. Kartonlara şekilleri çizdim. Balböcüklerim de kestiler, biçtiler, kızım tam kesmeyi bitirmişken şeklin bir kenarını ayırıverdi.. aradaki çizgilerden de kesilecek sanmış. Neyse ağbiyi biraz beklettik ama tekrar çizdik artık. Kız kardeş küpün kenarlarını kesmeyi bitirince kenarlar kıvrıldı, köşeler katlandı..


Önce bu kartonlardan ne çıkacak diye anlayamadılar herhalde ki kenarlar mum yapıştırıcı ile yapıştırıldıkça oğluma şekiller tanıdık gelmeye başladı. Son kenarları mum yapıştırıcı yerine sıvı yapıştırıcı ile yapıştırdık.

Oğlum bir kare prizma, kızım da bir küp yapmış oldular. Kalan karton parçalarını da değerlendirerek bir silindir, bir koni, bir de üçgen prizma yapmış olduk.  


 Gayet başarılı bir çalışma oldu, pozlar da süperr.. (^_^) 

Üçgen prizmamız biraz uzun oldu daha sonra onu üçe böldük ve diğer şekillere çatılar yaptık. Şekilleri elimize alarak ev eşyalarını karşılaştırdık. Böyle daha iyi oldu sanki, geçen sene niye aklıma gelmediyse.. (^_^)

Siz de deneyin, hem dokunarak hem de görerek şekilleri öğrenecekler.

Şaka Gibi: Ertesi gün dört yaşındaki kızım ağabisine tutturdu "ağabi senin kare prizmanın soy adı ne?" diye ağabiye sorup duruyordu. Ağabi ise bu kazık soru karşısında ecel terleri döküyordu, soruyu anlayamadığı için de sürekli cevabı "nee?" oluyordu. Şeklin adını soruyor olsa zaten kendi söylüyor "pekii bu kızz ne soruyor?". Ben kahvaltıyı hazırlıyorum bir yandan da onları dinliyorum. Meğer benim kız öğrendiğinin farkında değil hala şeklin adını soruyormuş.. yaa Allahım benim bile jetonum geç düştü tam müdahale edecekken kız soruyu değiştirdi; "ağabicim bu şeklin adını soruyorum, (cevabını da kendi verir) üçgen prizma ya iştee"  O an koptum koptum.. he he hee.... (^_^) kızım, adam olacak çocuk.. (^_^)


15 Eylül 2012 Cumartesi

Ayvalık'ta Taekwondo ve Gümüş Madalya Sevincimiz

Okullar kapandıktan sonra oğlumun başladığı kurslardan biri de Taekwondo idi. Bir hafta önce pazar günü Ayvalık'ta düzenlenen ve ilk taekwondo maçına katılan oğlum gençler 24 kiloda 2. 'lik (gümüş madalya) kazandı. 

İlk karşılaşmasında madalya beklemiyordum, haliyle hem sevindim hem de azmi ile oğluşumla gurur duydum. İlk maçındaki yeşil kuşak sahibi rakibini mağlup ederek finale kalan oğlum bu defa kendinden daha tecrubeli olan kırmızı kuşak sahibi rakibine karşı mağlup oldu. Final maçında zorlandığını gören hoca nasılsa ikincilik garanti diye oğluma; "istersen burada bırakabilirsin, zorlamana gerek yok" demiş, ama oğlum devam etmek istemiş. Eşime "sizin oğlan çok inatçı çıktı sonuna kadar gideceği benim bile aklıma gelmiyordu" demiş.. Madalyadan çok, final maçında puan alamamasına rağmen pes etmeden sonuna kadar mücadele etmesi  hoşuma gitti.

Bir de eve geldiğinde bana oyun oynuyor; "Anne ben hiç madalya kazanamadım moralim çok bozuk" diye.. (^_^) Dedim ya.. ilk maçı olduğu için Ona hep; "Oğlum, karşılaşmalarda madalya alanlar olacak, alamayanlar olacak. Sen elinden geleni yap, eğlenmene bak. İlk maçın olduğu için tecrubesizsin, madalya kazanmak önemli değil önemli olan yaptığın işten keyif alman, maç sırasında neler yapman gerektiğini öğrenmen. Nasılsa bu ilk ve son maçın olmayacak.." dedim. Madalya kazanamaması halinde üzülmesini hiç istemedim. 

E.. haliyle ben kazanamadım deyince "olsun be annecim sen eğlendin mi bana onu söyle.. Maçlara katılmak nasıl bir duyguymuş" diye sora koymuşken.... Oğlum "sürpriiiiiz.... ben ikinci oldum olee olee olee..." diye zıp zıp zıplarken şaşkına döndüm. Bu denli mutlu olmasına çok mutlu oldum, gözleri ışıl ışıl parlıyordu hep beraber sarılarak zıplamaya devam ettik. O anki yaşadıklarımı tarif etmesi biraz güç, "yaşayan bilir" desem....

Neyse, kısaca gururum Oğluşumun o anını paylaşmak istiyorum bu gün.. (^_^) İşte o An..


Final Maçı


Madalya Töreni


Havran'dan müsabakalara dört arkadaş katıldılar.. 
Aybike 30 kilo kızlarda 1. (altın madalya)
     Tuncer 24 kilo erkeklerde 2. (gümüş madalya)
 Tolga 24 kilo erkeklerde 3. (bronz madalya)
                  Ayşegül 30 kilo kızlarda 3. (bronz madalya) kazandılar..

Aferin Size... (^_^)



Başarılarınızın devamını Dilerim..

8 Eylül 2012 Cumartesi

Dondurma Çubuklu Karton Kuklalar


Oğlumun arkadaşı-kankisi (nasip ise sadıcı) İsocan. Mütemadiyen gün aşırı bize gelir, gelemez ise telefon açar oğluma; "aga n'apıyosun bize gelsene" der. Kimi darılırlar, kimi barışırlar ama her halukarda özlerler birbirlerini. Gel git alıştık biz de İsocan bir nevi oğlumuz gibi,  Allah nazarcıklardan saklasın, aralarını bozmasın, İnşallah.

İki gün önce İsocan yine bizdeydi. Mutfakta yemekler ile meşgulken alışık olmadığım bir sesizlik hakim oldu ortalıkta. Bir müddet dinledim baktım ortalıkta çıt çıkmıyor bizimkilere bir bakayım dedim. 

Bir de ne göreyim.. çocuk odasında hummalı bir çalışma, eyvahlar olsun bu ne çirkin bir manzaradır, bu ne vurdum duymazlıktır, bu ne düşüncesizliktir.. Ben sabahtan odayı pırıl pırıl yapmıştım ama yaa...... 


Birde pişkin pişkin yaptıklarını bana gösteriyorlar, ben bu kadar ıncık gıncık kağıtları nasıl süpüreceğim diye kara kara düşünür dururken.


Neysee hadi.. bütüün bu dağınıklık, bütün bu hummalı çalışma iyi bir amaç uğrunaymış .. Bana dondurma çubuklarından kuklalar yapıp kukla tiyatrosu hazırlamışlar.  Boyadıkları kartonları para bandı ile çubuklara yapıştırmışlar. Daha sonra iki sandalyeyi birleştirdik bir de elime geçen kullanmadığım bir tül perdeyi sandalyelerin üzerine serdik, iki kişilik tiyatromuz hazıır. Ağabiler oynattı biz seyrettik, sonra güldük, sonra coştuk.. (^_^)



Sıcaktan bunalıp tişörtlerini de çıkarmışlar. Cıbıldaklar sizii keyfinize değecek yok bakıyorum da. Ehh.. ben de keyif le seyrettim. Gösteriden sonra Balböcüklerim ve İsocan hep beraber odalarındaki dağınıklığı toparladılar. söylememe bile gerek kalmadı.. Oyy yerim ben sizi kıyamazlarmış da annelerine.. 



Hadi gene iyisiniz affettim, afettim, elinize sağlık çocuklar..
Siz beni güldürdünüz Allah da sizi güldürsün.. 
ŞimdiliK..



7 Eylül 2012 Cuma

Yüz Profilli Sütlaçlar


Balböcüklerim ile birlikte atıştırmalıklarımıza yüz profilleri yapmaya doyamıyoruz. Sütlaç yapmayı bilmeyen yoktur herhalde bu yüzden de tarifini bu günlük yazmıyorum. Sütlaçta yaptığım tek farklı işlem ocaktan aldıktan bir kaç dakika sonra gıda için kullanılan gül suyu koymam. Gül suyu aromalı sütlaç harika oluyor, denemenizi tavsiye ederim. Balböcüklerime Tarçınlı sütlaç yesinler diye tarçından yüz şekilleri yaptım. Eski blogumdaki "Salçalı Ekmeklerde" olduğu gibi çok hoşlarına gitti.


Ertesi gün kendi sütlaçlarını kendileri süslemek istediler. İlla burunlarını işime sokacaklar. Ehh n'apalım artık büyüdüler, kendi işlerini kendileri göreceklermiş. Sütlaçları birbirlerine ikram ettiler. Ağabi kardeşin kardeş de ağabinin tatlısını afiyetle yedi.. Geçen sene tarçını ağızlarına sürmüyorlardı. Her sene çocukların huyu suyu değişiyor, tarçını sevmeye başladıklarına çok sevindim çünkü ben severek kullanıyorum.  


Yaz Okulu Bitti Şimdi Sergi Zamanı


Bu sezon yaz okulunda 7-15 yaş arası çocuklara yönelik harika çalışmalar gerçekleşti. İstanbul'dan gelip şirin ilçemize yerleşen Nilgün hanımın önderliğinde ve ilçe kaymakamımızın desteği ile düzenlenen kurslar çocuklar tarafından çok ilgi gördü. Oğlum seramik ve görsel sanatlara katıldı. Yaz tatilimiz bu kurslar sebebi ile bayramdan sonraya kalmış olsa da Oğlumun keyfine değecek yoktu.  


Görsel sanatlarda atık malzemeler yeniden değerlendirildi, kil ile güzel projeler yapıldı. Bu çalışmalar farklı tabanlar üzerine sabitlenerek sergiye hazır hale getirildi.

Şimdi sergi zamanı.. Buyurun.. (^_^)
BalböcükleriM





 Görsel Sanatlar ve Seramik Standı..


Görsel Sanatlar ve Seramik Standı devam..


Açılıştan önce Oğlum ve Nilgün hanımdan hatıra pozu.. 




Ve Nilgün hanımın oğlu Bora Akkaş, reklam, dizi -film oyuncusu, şarkıcı. 
Geniş Aile'nin Zekai'si, Annem Uyurken'in Mert'i.  
Sağ olsun  bizi kırmadı, Oğlum ve kızım ile birlikte bir hatıra pozu çekiverdim.. 


Ritim bölümü öğrencilerinin mini gösterisi. 
Gitar ve tiyatro bölümü öğrencilerinin gösterileri de çok başarılıydı. Bu kadar kısa sürede harika işler çıkarmışlar. O kadar keyifliydi ki izlerken fotograflamayı unutmuşum.. (^_^)



Yaz okuluna katkıda bulunan eğitmenlerimize kaymakamımız tarafından teşekkür edildi. İsimlerini tek tek bilmesem de, Gitar, Tiyatro, Görsel Sanatlar, Seramik, Resim, Ritim ve 
Düşünelim Öğrenelim eğitmenimiz Nilgün hanıma sonsuz teşekkürler..  


Oğlum Başarı Sertifikasını aldı. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. 
Anlaşılan bu çok hoşuna gitti.. 


Son hatıra pozumuz Görsel Sanatlar Öğretmenimiz ile..

Değerli vakitlerini ayırıp çocuklarımız ile birlikte harika işler çıkaran eğitmenlerimizi seneye tekrar bekleriz.
ŞimdiliK 



31 Ağustos 2012 Cuma

Kağıttan Parmak Kukla ve Ananneden Tatil Sürprizi


Ramazanda eşim senelik iznini kullanınca Bandırma'ya anneciğime gittik. Okullar kapanınca geliriz diye bekledi anneciğim ama memlekette yaz kursları başlayınca oğlum hiç ara vermeden o kurs senin, bu kurs benim koşturmaca dolu bir yaz tatili geçirdi. 

Bandırma'ya gidince ise anneciğim ve babacığımın bize güzel bir sürprizleri vardı. Oğluma karne hediyesi bir bisiklet ve Bursa Doğal Yaşam Parkına bir gezi..

Gezi sırasında yeğenim Melis (biricik kardeşimin biricik kızı) kreşte yaptıkları kuşunu elinden hiç düşürmedi. Hayvanat bahçesini birlikte gezdiler, gördüğü hayvanları kuşuna da tanıttı. Birlikte çok CiCi idiler.. (^_^) 

Parkı gezerken 180 küsür fotograf çekmişim hepsi birbirinden güzeldi. Tabii seçmece yapmak zorundaydım.. 


Hayvanat Bahçesinde gezmek için hazır ve nazırız.. (^_^)




Deve kuşları, leylekler, zürafa ve zebralar aynı alanda bulunuyorlar..  Manzara alabildiğine yeşil.. (^_^)



Kızım ve kuzular.. Abi biraz tırslaktı, fazla yaklaşamadı.. (^_^)


Deve kuşundan sonra dünyadaki en iri kuş Emu.. Kalın sesi ile bize "Merhaba" dedi.. (^_^) 


Boz ayılar en şirin bulduğum hayvanlardı.. Ayılar ile aramızda su havuzu vardı, suda ne maskaralıklar yapıyorlar görmeniz gerek.. (^_^)


Abi sonradan korkusunu yendi nihayet.. (^_^)  


Şunun boynuzlarına bakarmısını.. kocamaaaan.. (^_^)


BURAYA DİKKAT !..
Atıkların Doğada Yokoluş Süreleri:
Strafor (köpük) - 1000 yıl,
Boyalı tahta - 13 yıl,
Sigara izmariti - 2 yıl,
Kibrit çöpü - 6 ay,
Plastik şişe - 1000 yıl,
Cam şişe - 4000 yıl,
Pil - 400 yıl...... v.s... v.s.....   

Gelecek Kuşakların Çöp dağları altında ezilmesini istemiyorsak, 
Bilinçli tüketim yapıp az çöp çıkarmak zorundayız.. 






Kuzenler günü yılan dansı ile tamamladılar..
Biz çok eğlendik.. 
Annecim-Babacım bu güzel gün için teşekkür ediyor, sizi kocamaaan - sıkı sıkı kocaklıyoruz..



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...